Türk kahvesinden Türk beynine
Kahveyi
nasıl kavurup, pişirdiğimiz ve tadını nasıl çıkardığımız onu Türk kahvesi yapmıştır. Beyni nasıl
geliştirip kullandığımız da onu şu ya da bu beyin
yapabilir. Beynimizi nasıl kullandığımız hem içinde yaşadığımız çevrenin, hem
de kültürün ürünüdür. Hayatımızın nasıl bir bağlam içinde cereyan ettiği
beynimizin kullanım biçimini de belirler. Bir başka deyişle, beynin işleyişi,
beyni kimin taşıdığı kadar taşıyan kişinin içinde yaşadığı dönem, yer ve
koşullara bağlıdır. Elbette, Türk
beyni diye bir şey yok (bir ulusal beyin anlamında!); ama Türkiye’deki
toplumsal (ve belki de iş) hayatın beklentilerine ve gereklerine en iyi uyan
bir egemen beyin işleyiş tarzı olabilir. Üstelik, bir çok Türk beyni türü de içinde olduğu mikroçevrenin (deniz kıyısı,
dağlık, çatışmalı, huzurlu gibi) gereklerine göre oluşabilir. Aslında, hemen
her beyinin birden çok tarz ve türde işleme kapasitesinde olduğunu
varsayabiliriz; ancak öne çıkan, o anda egemen olan beyin işleyiş tarzı, içinde
yaşanan bağlam tarafından bir anlamda ‘seçilir’.
No comments:
Post a Comment