dalgınlık ile kardeş olan bir başka meselenin acelecilik olduğunu düşünürüm. belki de dikkat dağınklığı ve aşırı hareketlilik sorununa sınırlı sayılan bu "sıradan" belirtilerin anlamı üzerine daha fazla çalışmak, yazmak lazım. kendime bir faydam olur böylece...
marieclaire dergisine yazıçizili bir katkı yapmam istendiğinde, bunun bir "guru"lar köşesinde yer alacağını söylememişlerdi. ama ısrara, hele alttan alan ısrara hiç dayanamadığımı birisi (idil y. mesela) fısıldamış olsa gerek ki, benim "kimseyi kırmayayım", ve "iyi şeyler yapmak isteyenlere destek olayım" yazılımımı harekete geçirmeyi başarmışlardı. neyse, sonra dergiyi grdüm, sayfa düzenine şuna buna bir sürü laf ettim; ama en komiksediğim kısım gurular kısımının künyesinde, ne gurusu olduğum tam belli olmayan biçimde, yer almamdı.
belki de gurular dünyasına olan düşmanca tavırlarımın kendime bir guru pozisyonu tan kaynaklanmaktaydı :) buna gülme işareti koyuyorum ki, ciddiye alınmasın; ne olur ne olmaz...
her neyse, dergideki yazılarıma fırsatı olan göz atabilir. blog gibi yazmaya çalışıyorum. BirGün'deki yazılarımda da aynı tekniği uygulamaya çalışıyorum, mutlaka bir çizgi ve 3-5 satır yazı. çok ama çok zor. başarabilirsem, ne iyi... birisi, aforizma yazıyorsun, yazmaya çalışıyorsun galiba, dedi. doğru, ya da çok kısa makale diyebiliriz. bu tarzındalgınlık ve acelecilik yanlarım(ız) ile bağdaştığını da düşünmeye başladım.