Sunday, September 12, 2010

kitaplarımı niye bir türlü zamanında yazamıyorum


''Çoğu yazar şu belirtileri tanıyacaktır: Bitmez tükenmez bir erteleme, dikkat dağıtıcılar arayışı, eldeki iş yerine başka herhangi bir şey yapmaya yönelik istek.''

Engels'in "tembelliği"ni ortağı Marx'ın nasıl telafi ettiğine bakınca, kitabın oraya çıkışında birden çok insanın rolünü düşünmeden edemezsiniz.

''Marx bir teslim tarihiyle karşı karşıya olduğunda genellikle elinden geleni yapardı ve bu son uyarı da işlevini görmüşe benziyordu. Manifesto'nun tüm modern baskıları Marx ve Engels'in adını taşısa ve Engels'in fikirlerinin etkisi kuşku götürmese bile, Şubat başında nihayet Londra'ya ulaşan metin, Orle'ans 42 numaradaki çalışma odasında, kesif bir puro dumanı arasında sabahlara kadar yaptığı karalamalarla, tek başına Marx tarafından kaleme alındı.''

(Sennur Sezer. Radikal kitap, 27.02.2005)

4 comments:

Anonymous said...

Thomas E. Brown'un Türkçeye
Dikkat Eksikliği Bozukluğu
(Çocuklarda ve Yetişkinlerde Odaklanamayan Zihin) olarak çevrilen kitabını okuyunca beyinden kaynaklı, görüntüleme teknikleriyle kanıtlamış bir rahatsızlık durumu olduğunu daha iyi anladım. Umarım ülkemizde bu rahatsızlığın/durumun "erişkin tipine"
yönelik olarak daha çok doktor uzmanlık kazanır. Aslında sorun belki de dikkatin ya da motivasyonun eksikliği değil, düzensizliğidir. Çünkü birçok durumda bu kişiler gayet güzel dikkat kesilebilmektedir. Kanımca birçok kişi bu durumdan habersiz yaşamını sürdürüyor ve bunu bir karakter özelliği olarak görerek yaşamlarının kalitesini düşürüyorlar.
Saygılar...

Anonymous said...

Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.

Yanki said...

Brown'ın kitabından aktarımınıza aynen katılıyorum.
dikkatin düzensizliği, istikrarsızlığı gibi terimler mutlak bir eksiklikten ziyade bir durum olduğunu gösteriyor. aynı durum ancak eforlu bir test ile saptanabilen kalp hastalıkları için de geçerli. belli koşullarda ortaya çıkan problemlerin, bu özellikleri bazen mevcut olmadıkları biçiminde yorumlanabiliyor. ancak, okurumum belirttiği gibi, bu dikkatin özelliği gereği. ben dikkat yetmezliği terimini (kalp yetmezliğinden ödünç alarak) kullanıyorum. bebeklik döneminde genel olarak kullanılan disregülasyon deyimi de düzensizliğe benzemekte (bir ritm bozukluğu gibi), ancak disregülasyon için bir ayarsızlık demek belki de daha doğru olur. süreçte bireyin iradesinin kısmi de olsa bir etkisi olduğunu yansıtması açısından. katkı için teşekkür ederim.

Yanki said...

bu arada www.hiperaktifcocukokulda.blogspot.com 'a da bu yorumunuzu ve kendi yorumumu ekledim. konuyla daha yakından ilgili bir site diyebiliriz.
yy