Tuesday, October 14, 2008

sükût suikasti

bu terimi ilk kez ahmet güntan'dan duymuş, sonrasında lale müldür'ün bir yazısında görmüş, moralimin bozuk olduğu, gazetecilerin kitabıma ilgi göstermeyerek gazetelerde yer vermediklerini düşündüğüm bir zamanda kendime bile yakıştırmıştım. bu sözü gazetedeki yazımda kullandığımda, yazar Sefa Kaplan bana yolladığı mesajda sözün kaynağının Ahmet Hamdi Tanpınar olduğunu bana hatırlattığında, kendime cahilliğimden ötürü çok kızmam için bir vesile daha doğdu.

moralimin bozuk olduğunu söylüyorum, ama belki de yanıldım. psikiyatr olmam kendimi değerlendirirken yanlış yapma olasılığımı biraz azaltabilir, ama o kadar da değil. insanın morali bozuksa, kendisini önemsiz ve değersiz görme eğilimi artmaz mı? o zaman kendimi nin bir sükût suikastine değer görmüşsem, bu pek anlamlı olmamış.

yine de, okurdan gördüğüm ilgiyi "basın"dan görmedim derken abartmıyorum. bunda bir sui-kast (kötü bir amaç) olduğunu söylemek safça olur. yine de enteresan bir olayı buraya yazıp rahatlamalıyım:

geçen yıl "kalp çarpar beyin böler" çıktığında (yayınevinin benden onlardan bu desteği rica etmem ricasıyla :)) bir iletişim ajansı sahibi arkadaşım kitabın basında yer alması için kendi "contact"lerini kullanmaya gönüllü oldu. büyük gazetelerde tanıdık insanlar var, ama, kendim için fazladan bir şey istemek konusunda pek becerikli olduğum söylenemez. söyleyen varsa, bilgisizlikten, ya da sui-kast'ten...(bir de sui-niyet var, bu ikisi arasındaki farkı babama sormalıyım)

her neyse, ben de kendimce soruşturuyorum. inanılmaz bir sürü şey öğrendim. inanılmaz ve kanıtlanamaz. yine de bir biçimde yazmalıyım, kimlikleri vs ortaya koymadan, olayların mekanizmasını anlamak, insanların neden durduk yerde birisine (burada birisi ben:) düşmanca hareket ettiklerine akıl erdirebilmek için.
neyse bunun için biraz zaman lazım. şimdilik bu preview ile yetineceğim ve düşüneceğim. (bu blognotu ekim başında yazmışım, şimdi yayınlayalım, gerisini tetiklesin bende diye).

1 comment:

kelime said...

Yazin... Yazin. Bir siseye koyun, denize atin. Bloglarin guzelligi, basin, yayina, iliski odaklarina alternatif olusturmasi. Siz yazin, okunacaksiniz.

sevgiler,
kelime