Sunday, February 13, 2011
tam bir nefes alacakken
popüler içerikte veya bilimsel toplantılardaki konuşma trafiği biraz hafiflemişken eksiklerimi tamamlarım diye düşünürken sonunda gelip beni buldu, "grip". birkaç gündür sağdan soldan yoklamasını ciddiye almayıp, bütün bir cumartesiyi çalışmak yerine sokaklarda geçirmemin bedeli ağır oldu :)
Saturday, February 05, 2011
konuşma hazırlıkları
ocak ayı keyifli konuşmalar, etkin dinleyici katılımı olan seminer ve konferanslar ile geçti. konuşmalar vesilesiyle girdiğim etkileşimler bana çok şey kazandırıyor.
doktor olarak, neredeyse 28 yıldır, değişik sebeplerle ve yollardan bana, çalıştığım kurumlara gelmiş hastalarımın, ailelerinin gündelik sorunlarını, ciddi hastalıklarını ve bunların yarattığı dertleri dinlerken, anlamaya ve aşmalarına kılavuzluk yapmaya çalışırken öğrendiklerim mesleki birikimimin çok önemli bir kısmını oluşturuyor.
ancak son 15 yıldır konuşmacılıkla, belki 30 yıldır yazma çizme ile kendimi içinde bulduğum etkileşim evreni hem toplumsal hayatın bütününü görebilmeme, hem de hiç hesapta olmayan ama değeri eşsiz sayısız okur ve dinleyici geribildirimini almama olanak sağladı.
kişisel gelişimimdeki hiç değişmez kaynak ise okumak oldu, olmaya devam ediyor. 10 şubat'ta tedx diye bilinen konferans dizisinin türkiye versiyonunda yapacağım konuşmaya odaklanırken, okuduklarımdan çıkardığım notları yazdığım defterlere döndüm. ilk karşıma çıkan alıntı, "oğluma ahlak üzerine öğütler"den.
" Köle farelerle özgür aslanlar sorunudur bu; her iki hayvan türüne de ne denli saygı duysam da. Fare doğanla aslan doğan arasındaki bir numaralı fark: fare “ Başıma ne gelecek?” diye sorar, aslansa “Ne yapacağım?” diye. İki numaralı fark: fare kendini sevebilmek için başkalarını onu sevmeye zorlar, aslansa kendini sever, bu yüzden de başkalarını sevme yetisine sahiptir."
doktor olarak, neredeyse 28 yıldır, değişik sebeplerle ve yollardan bana, çalıştığım kurumlara gelmiş hastalarımın, ailelerinin gündelik sorunlarını, ciddi hastalıklarını ve bunların yarattığı dertleri dinlerken, anlamaya ve aşmalarına kılavuzluk yapmaya çalışırken öğrendiklerim mesleki birikimimin çok önemli bir kısmını oluşturuyor.
ancak son 15 yıldır konuşmacılıkla, belki 30 yıldır yazma çizme ile kendimi içinde bulduğum etkileşim evreni hem toplumsal hayatın bütününü görebilmeme, hem de hiç hesapta olmayan ama değeri eşsiz sayısız okur ve dinleyici geribildirimini almama olanak sağladı.
kişisel gelişimimdeki hiç değişmez kaynak ise okumak oldu, olmaya devam ediyor. 10 şubat'ta tedx diye bilinen konferans dizisinin türkiye versiyonunda yapacağım konuşmaya odaklanırken, okuduklarımdan çıkardığım notları yazdığım defterlere döndüm. ilk karşıma çıkan alıntı, "oğluma ahlak üzerine öğütler"den.
" Köle farelerle özgür aslanlar sorunudur bu; her iki hayvan türüne de ne denli saygı duysam da. Fare doğanla aslan doğan arasındaki bir numaralı fark: fare “ Başıma ne gelecek?” diye sorar, aslansa “Ne yapacağım?” diye. İki numaralı fark: fare kendini sevebilmek için başkalarını onu sevmeye zorlar, aslansa kendini sever, bu yüzden de başkalarını sevme yetisine sahiptir."
Subscribe to:
Posts (Atom)