yeni kitap yayımlamak zevkli. kitapçılarda, okur mesajlarında keyfi sürülecek cinsten. ben yine sorun bulurum; örneğin, niye bazı kitapçılarda öne çıkıyor da, bazılarında kitap ortada yok? Düşün dur, "acaba yapmam gereken bir şey mi var?" yoksa, "yapmamam gereken bir şey mi var?"
Bu inceliklerle yayınevi ilgilenir herhalde derken, kitap kapağına ilişkin "bu ne surat?" ya da "yılların insafsızlığını sergileyen kapak" diye eleştiriler alınca, tekrar kafam karıştı. Kitabın kapağında yüz resminin kullanılması son dönemde kapak tasarımında bir trendmiş, ben de yayıncının tavsiyesini dinledim (ehil insanların tavsiyesini dinleyen adamımdır). Ama, kapakta en düzgün halimle durmasam da olur diye kendimi avuttum:)
kendimi eleştirdiğim bir şey var kapak resminde, suratımın eskimiş görünümü vs değil; ama gülüşümü samimiyetsiz buldum açıkçası.
Peki ama, insan bir kameraya ne kadar samimi bakabilir, ne kadar samimi gülümseyebilir... Kameraya bakıp gülümserken samimi olmamak, en samimi tavır sayılır, diyerek teselli buldum.
kalp çarpar'ın 2013'teki baskısının kapağı. 6 yıl sonra kapaktan yana muradıma erdim.(1.2014)