DUYGULAR HIZLI KOŞAR: YANKI YAZGAN İLE
BİR SÖYLEŞİ
Yeşim Yemni
The
Guide Istanbul, Mart-Nisan 2013 için hazırlanmıştır.
İstanbul, hem yerlilerine için, hem de
ziyaretçilerine derin tepkiler doğurtan bir şehir. İster aşık olun, ister nefret
edin; ister onu terk etmek için sabırsızlanın ya da onsuz yaşayamayın, kesin
olan o ki, bu şehir sizi hissiz bırakmaz. Yine de, en sıkı Türkofil’in, en
tutkulu İstanbul aşığının, İstanbul trafiği karşısında, veya Türk kültürünü
anlayamamaktan dolayı, pes edercesine ellerini havaya kaldırıp çaresizlik ve
umutsuzluğa kapılmışlığı olmuştur.
Tanınmış psikiyatr Dr. Yankı Yazgan
tarafından yazılmış ve çizilmiş olan yeni bir yayın, “Duygular Daha Hızlı Koşar: İstanbul’da Yaşama Bilinç/Beyin Açısından
Bakış”, İstanbul'un çıldırtan,
aldatan kaotik ağını anlamlandırmaya çalışıyor. Daha doğrusu bu kitap,
İstanbul’u örnek olarak kullanarak, günlük yaşantımızı, bilişsel nörobilim ve psikolojiden
yararlanan bir bakış açısıyla anlamlandırmayı hedefliyor. Dr. Yazgan Türkiye’de
çok iyi tanınan bir yazar, konuşmacı ve psikiyatr olmasına rağmen bu kitap
onun İngilizce yayınlanan ilk kitabı.
Yakın zamanda, Dr. Yazgan ile oturup Duygular Daha Hızlı Koşar’ı ve genel
olarak çalışmalarını konuşma fırsatım oldu. İlk sorduğum sorulardan biri, neden
bu kitabı İngilizce yazmaya karar verdiğiydi. Eğer çok tanınmış olduğu
Türkiye’de, anadili olan Türkçe olarak yazsaydı, daha geniş bir kitleye
ulaşabileceği şüphesizdi. Dr. Yazgan, bu kararını etkileyen birkaç öge olduğunu
açıkladı. Ana sebeplerden bir tanesi, daha geniş ve daha çeşitli bir okuyucu
kitlesine ulaşmak ve onlarla temas haline geçip geribildirim alabilmekmiş. Ama
Dr. Yazgan sadece bununla kalmayıp, aslında kendisini de zorlamak istemiş.
Türkiye dışında bir yazar ve karikatürist olarak neredeyse hiç tanınmadığından
dolayı, bu kitap onun için, tabiri caizse, bir ‘sıfırdan başlangıç’ olmuş.
Daha önceki çalışmalarından da görüldüğü
üzere, Dr. Yazgan'ın gönüllü olarak yaptığı şeylerden biri de bilim, farklı
düşünce tarzları, ve bunlara bağlı olan bilgilerin günlük hayata nasıl
uygulanabileceğine dair tüm insanlara
bir şeyler öğretebilmek. Yazılarını ve çizimlerini, nörobilime dayalı verileri
en iyi şekilde günlük hayatımızda nasıl kullanabileceğimize dair bir mesaj
iletme aracı olarak kullanıyor.
Bir diğer önemli sebebi de, Türkiye hakkında
bir Türk tarafından yazılmış bir kitap ortaya çıkarmak istemiş ve baktığında,
bu alanda henüz karşılanmamış bir talep olduğunu görmüş. Bu kitap, sadece
burada yaşayan veya sık sık ziyaret eden yabancılara yönelik değil, Türkiye ile
ilgili herhangi bir şeyi merak eden herkese yönelik olarak hedeflenmiş. Ve
tabi, nörobilim ile psikolojinin kesiştiği noktayla ilgilenen herkese.
Dr. Yazgan, kitabın ‘Türk beyni’ ile ilgili
değil, beyinlerimizin farklı ortamlarda nasıl çalıştığıyla ilgili olduğunun
altını çiziyor. Kitabında tasvir ettiği birçok unsur, Türkiye’ye özgü şeyler
değil, ama bahsettiklerinin burada tesadüf edip toplanmaları Türkiye’yi özgün
kılan şey. Yazgan, kitabın İstanbul hakkında değil de İstanbul’da yaşamak hakkında olduğunu söylüyor.
‘Kitap, İstanbul’da birikmiş, ama illa ki İstanbul ile sınırlı olmayan
tecrübelerden ilham alıyor. İstanbul’un hala birçok açıdan yerel ve marjinal bir sahne sunduğunu unutmayıp, yaşantılarımızın ise evrensel olduğunu aklımızda
bulundurmalıyız.’ Yazgan, kitabın günlük Türk hayatının püf noktalarını
sunmadığını, ama bu şehirdeki deneyimlerimizle ilgili ilginç içgörü ve
perspektifler sunmayı amaçladığını söylüyor.
Kitap beş bölüme ayrılmış: Türk Kahvesi,
Mutluluk, Diğerleri, Sevgi, ile Zemin ve Zaman. Her bölüm, karikatürlerle
tamamlanmış, Türkiye'deki gündelik yaşama dair çeşitli örnekler veriyor. Aslında,
neşeli ve eğlendirici çizimler kitabı, renk ve mizah katarak, benzersiz yapan
unsurlarından biri. Yazgan, kitabı ‘her ihtiyacı karşılayacak bir mönü’ gibi
olması için, özelden genele doğru ilerleyen bir şekilde hazırladığını söylüyor.
Başlangıç ve bitiş bölümleri, muhtemelen kitabın en enteresan, anlaşılır, ve
Türklüğe özgün kısımlarıyken, orta bölümleri, her ne kadar herkes tarafından
anlaşılabilecek seviyede de olsa, daha bilimsel olmuş.
Duygular
Daha Hızlı Koşar, pop kültüründen alıntılarla
çeşnilendirilmiş. Her ne kadar bu
alıntıların bir çoğu - özellikle de Yazgan’ın gençlik çağıyla ilgili
olanlar -Türkiye’ye özgü olsa da, küreselleşme çağında bazı alıntıların
Batı kültüründen gelmesi şaşırtıcı değil. Kitapta Atwood ve
Marquez’in kitaplarından, HBO dizisi olan In
Treatment’a kadar herşeye yapılan atıflar var. Bu özellik, kitabı daha
yaygın bir kitleye hitap eder kılıyor. Çünkü, Yazgan’ın da dediği gibi, pop
kültürü hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmakla beraber, aynı zamanda da
bizim hayatımızın da bir ürünü- sadece medyanın düşünüşümüzü şekillendirmesi
değil. Kitapta ayrıca Yazgan’ın kendi hayatından da bir çok örnek var: mesela
sünnet fotoğrafı veya askerlikte çizdiği bir karikatür gibi. Doğrusu, kitap sık sık resimli örneklerle
Yazgan’ın büyüme çağındaki kişisel deneyimlerine değiniyor.
Yazgan, Türkiye'de doğma büyüme bir kişi. İzmir’de büyümüş ve
bu ona İstanbul hakkında yazarken hem içeriden hem de dışarıdan bir bakış açısı
kazandırmış. Türkiye’nin yakın zaman tarihine aşina olanların bildiği gibi,
burası son zamanlarda gerek ekonomik gerekse değişen değerler açısından çok
hızlı bir değişim yaşayan bir ülke. Hem hayat kalitesinde, hem de hayat
kalitesinin nasıl ölçüldüğü hakkında çok ciddi değişiklikler oldu. Yazgan’a bu
konuyla ilgili ne düşündüğünü sorduğumda, günümüz Türklerinin hayatın keyfini
çıkarmaya çok daha düşkün olduğun, ancak bugün elimizde olan kaynakların, zamanında
anne-babalarımızın kısıtlı imkanlarla hayatın tadını çıkardığındaki hazzı
veremediğini söyledi.
Günümüzde, bereket
çelişkisini ve Türk gençlerinin üzerindeki etkisini görebiliyoruz. Her ne
kadar, refah seviyeleri zengin anne-babalarından daha yüksek olsa bile,
günümüzde her şeye sahip olmak yeterli olmuyor.
Türkiye’yi Batı’dan ayıran şey (diğer
gelişmekte olan ülkelere baktığımızda çok farklı olmasa da), bu değişimlerin
oluşma hızı. Öyle ki, Yazgan’ın merak konularından bir tanesi de zaman kavramı.
Yazgan, Türkiye örneğinde, tüm bu değişimleri yaşadığımız zaman dilimi çok
hızlı olmasının bazı gerginliklere ve yeni sorunlara yol açtığını söylüyor.
Yazgan, kliniğinde birçok çocukla çalışıyor ve bu değişimlerin çocukları
nasıl etkilediğini ekliyor. 1960larda bir çocuğun hedefinin olması ondan
beklenen bir şey değilken, Türk toplumu giderek rekabetçi oldukça, çocukların
da hedeflerinin olması ve epey erken yaşlardan itibaren bu hedeflere
hazırlanması bekleniyor. Seçeneklerin artmış olması iyi bir şey olarak
görülebilirken, aynı zamanda belirsizlik ve kaygının artmasına yol açıyor.
Öyle ki, Yazgan, bugün İstanbul’da hiç
bitmeyen trafik ve kuyruklardan, endişenin bazıları için sabit bir ruh hali
olduğunu görebileceğimizi söylüyor. Burada bir çok şey belirsiz bırakılıyor ve
bu kasıtlı yapılan bir toplu kontrol mekanizması olarak kullanılıyor
olabilir: ‘Zaman baskısı ve günlük kat
edilen mesafelerden dolayı, belirsizlik ve tereddüt, İstanbul’da, muhtemelen
Türkiye’nin geri kalanına kıyasla daha da fazla, şehrin günlük yaşantısının bir
parçası ve iletişim tarzı olarak fazlasıyla baskın olarak ortaya çıkıyor.’
Yazgan, Türklerin neden her yere geç kaldığını
ve her cümleyi ‘İnşaallah’ ile bitirdiğini merak eden yabancılara, bunun
İstanbul’daki günlük yaşamın değişmez bir parçası olan belirsizlik ile başa
çıkma yöntemimiz olabileceğini söylüyor- bir şeyin gerçekten olup
olmayacağından emin olamadığımızda, riski minimuma indirmek için gitmek için
son dakkaya kadar bekliyoruz.
Yazgan ayrıca bu kitabın ilk yazdığı İngilizce
kitap olduğundan dolayı kusursuzlukta epey uzak olduğunu, ama bazı hataları da
bilerek muhafaza ettiğini ekledi. Aynı bu şehirde ve kültürde de olduğu gibi kusurlar,
kitabın enteresan parçaları. Yazgan, bu kitabı okuyanların İstanbul hakkında
kesin sonuçlara varmalarını değil, kendisinin İstanbul’a baktığında hissettiği gibi içlerinin heyecanlandırıcı belirsizliklerle dolmasını arzuladığını
söylüyor. (Türkçesi: Selin Karaçam).
metnin İngilizce aslını okumak isteyenler aşağıdaki linklerden birisinden ulaşabilirler.
http://www.theguideistanbul.com/news/detail/1201/Feelings-Run-Faster-A-Discussion-with-Yanki-Yazgan-
http://yankiyazgan.blogspot.com/2013/03/feelings-run-faster-theguideistanbul.html
söylüyor. (Türkçesi: Selin Karaçam).
metnin İngilizce aslını okumak isteyenler aşağıdaki linklerden birisinden ulaşabilirler.
http://www.theguideistanbul.com/news/detail/1201/Feelings-Run-Faster-A-Discussion-with-Yanki-Yazgan-
http://yankiyazgan.blogspot.com/2013/03/feelings-run-faster-theguideistanbul.html
No comments:
Post a Comment