Babalar
nasıl sever?
Anneler
cepte keklik. Biz babaların
duyguları bir hoş, değişkeniz çocuklarımıza karşı. Şimdi konuyu
"canım, biz çocuklarımızı sevmiyor muyuz"a çekmeyelim. Seviş tarzımız
da bir hoş, kendimize özgü. Bir kere, (babalar olarak) annelere göre
daha şartlı-şurtluyuz. Ne yaparsak yapalım, bizi kayıtsız şartsız seven ve bunu
da az önceki deneyde olduğu gibi gözlerinden şıp diye okuduğumuz annelerimizin
sevgisi, âdetâ, "cepte keklik."
Babanın
beklentileri. Biz babaysak eğer,
çocuğumuzun sevgimizi hakedecek şeyler yapması, sevgimizi bir tür kazanması
gerekiyor. Doğru-yanlış olarak söylemiyorum, bir durum saptaması bu... Belli
ölçütlerimiz, beklentilerimiz var. Bunlara uyulmasını bekliyoruz.
Beklentilerimize uyan çocuklar, gözbebeğimiz olup, gözümüze giriyorlar. Uymayan
âsiler ise, gözbebeğimize girmek için önerilen yollar dışında yolları
tuttuklarında, sevgiyi kazanmaktan vazgeçtiklerini sanmayın. Bize en çok
direnen, bizimle en çok mücadele eden isyankâr ya da "hayırsız"
çocuklar bile, belki de en çok onlar, bir tür "kutsanma" beklentisi
içinde, alamadıkları bir sevgiyi (babanın onayını) almak için onca yıl isyan
ediyorlar.
Babam
beni sevmiş miydi? Çocuk olarak,
kendimizi babamıza sevdirebildiysek, daha doğrusu, o bize sevgisini
hissettirebildiyse, işimiz daha kolay. Hayatla didişmemizin bile daha
yumuşamasını bekleyebiliriz. Çocuğumuza onu sevdiğimizi hissettirmemiz de aynı
ölçüde kolaylaşacak. “Yok, ben o sevgiye ulaşamadım”, diyebilirsiniz. Ulaşmak
için çaba harcamış olduğunuz günleri hatırlayamayacak kadar iyice gerilere
itmiş de olabilirsiniz. "Zaten onun sevgisini elde etmeyi de reddetmiştim,
âsiydim, radikaldim" de diyebilirsiniz.
Gözünden tanırsınız. Ama, zihninizde şöyle bir dönüp geriyi düşündüğünüzde,
bu günkü aklınızla baktığınızda, hele artık babaysanız, babanızın sevgisinin
kanıtlarını bulabilirsiniz. Geçmiş yıllarda görüp de, babalık sevgisiyle o
sıralar pek ilişkilendiremediğiniz davranışları, şıp diye gözünden
tanıyacağınıza bahse girebilirim
No comments:
Post a Comment