(Mart 2012, Balçiçek İLter ile TV programı notları)
http://video.haberturk.com/haber/video/yangindan-mal-kacirircasina-bir-hava-var/59377
http://video.haberturk.com/haber/video/yangindan-mal-kacirircasina-bir-hava-var/59378
4X4 bir eğitim için uyarılar
Sağlık ve eğitime
ilişkin konularda iktidar partisi dışındaki (sosyalistler dahil) siyasi
partilerin görüşlerinin ayrıntısıyla ne olduğunu, pratikte nasıl
gerçekleşeceğini yayınlarına ya da programlara bakarak anlamak zor. Bir kısım
parti zaten iktidara geleceğine inanmadığı, bir kısmı muhalefette kalmayı pek
benimsediği ve önemli bir kısmı böyle konularla değil büyük işlerle uğraşmayı
sevdiği için diye yorumluyorum.
Ben de bir öğretmen
ya da eğitimbilimci değilim; tıp fakültesi öğretim üyeliği küçük çocukların
eğitiminden oldukça uzak bir yerde. Ancak okullardaki eğitim ve öğretim
ortamının (ortamdaki ilişkilerin ve öğretilenlerin) küçük çocukların ruh
sağlığı üzerinde belirleyici etkisi olduğunu düşünürsek, çocuk ve ergen
psikiyatrisi uzmanı olarak bu konuya değinmekten kaçınamıyorum. Son dönemdeki
eğitim yasalarına ilişkin düzenlemeler hakkında çocukların ruh sağlığı
açısından bakmaya çalışarak bazı görüşlerimi (twitter diliyle kestirmeden) aşağıda
dizeledim.
Habertürk’te
Balçiçek İlter’in programındaki konuşmamıza dayanarak çıkarttığım bu görüşleri
mevcut düzenlemelere ve iktidara dönük ve sınırlı olarak değerlendirmeyin. Birkaç
okurum Tvdeki programdan sonra ‘görüşlerimi belirtmekte geç kaldığımı’ söyledi.
Bir anlamda öyle... Ama eğitim düzeninde aynı iktidar döneminde bile kaç kez
birbirine zıt değişiklik yapıldığını, ömrümüz boyunca sınavların (ortaokul
bitirmeden ve ÜSSden LYS’ye en az 10 ayrı isim), notlandırma sisteminin (10
üzerinden mi, 5 üzerinden mi), lise sınıflarının (fen/edebiyat? TM, FM, TS, YD
?) okulların adlarının (maarif koleji’nden anadolu lisesi’ne), derslerin
adlarının (yurttaşlık mı vatandaşlık mı, askerlik mi milli güvenlik mi, inkılap
tarihi mi devrim tarihi mi?) her aklına
esen iktidar sahibi tarafından değiştirildiğini düşünürsek, bundan sonraki
değişiklik de yakındır nasıl olsa ... Ülkenin çocuklarına değer ve önem veren
herkese... (‘Senli-benli’ bir üslubu
yazım kolaylığı olsun diye kullandım. Kabalık olarak görülmesin.)
·
Beklemeyi, dinlemeyi, anlamayı ve
başkalarına sırf insan olduğu için saygı göstermeyi öğretemeyen eğitim
sistemini 4+4+4 değil 4x4 bile yapsan boş.
·
İyi okul için önce sınıfları
küçült. Öğretmenlere değer ver; bunu davranışlarınla ve sağladığın gelişim
olanakları ile göster.
·
Çocuklara okullarda hareket alanı
verecek bahçeler aç. Apartmanların arasına sıkışmış parklara bile inşaat
yapmaktan, şehrin hayat alanlarını altüst geçitlerle, garip binalarla
doldurmaktan vazgeç.
· Çocukların beyin ve
zihin gelişimlerindeki doğal farklılıkların oluşturduğu dengesizlikleri eşitleyebilmeleri
için iyi kötü denkliğin oluştuğu 72 ayı bekle.
·
Taşıyamayacakları yüklerle
yükleyip çocukları ‘eğitimden soğutma’ suçu işleme.
·
Okullarda güçlünün güçsüzü ezmesi
demek olan sözlü ve fiziki zorbalığa izin verme; normalleştirme, müsamaha
gösterme.
·
Yoksulluk, göç gibi olaylar ve
ailelerin mutsuzluğu çocukların ruh sağlığını bozar. Çocukları düşünüyorsan,
ülkenin iyiliğine olan barışçı ve demokratik ortamı yarat. Ülkemizin
kaynaklarını arttır ve eşit dağılması için çabala.
·
Din ve inanç, ailelerin,
bireylerin ve çocukların kendine özel ve özgü alanıdır. Okul müfredatında yer alması özellikle
çoğunluğa uymayıp azınlıkta kalanları çevrenin baskısına ve istemedikleri
uygulamalara ‘gönüllü’ maruz kılar.
·
Anneleri ve çocuklarını sahiden
düşünüyorsan, isteyene 1 yıl ücretli izin, isteyene işyerinde güniçinde
bebekleriyle fazladan zaman geçirme imkanı yarat. İşyerindeki kreş
zorunluluğunu uygulat. Annelerin çocuklarına katıksız odaklanabileceği en
kıymetli zaman ilk yıldır.
·
Okul öncesi eğitimi yüzde 10, yüzde
50 değil yüzde 100 çocuk için geçerli yap. Sonrasını, sonra düzelt.
·
Sınavda çıkacak soruların
cevaplarını ezberletmek ya da düşünmeyi unutmak dışında sonuçları olan bir
müfredat geliştirmeyi hedefle.
·
Eğitim ya da sağlıktaki
değişikliklerin yüzde 100 ve tüm paydaşların katılımıyla yapılması için çabala.
Tepeden inmecilik ile salt çoğunluğun dediğini yapma arasında pek az fark var.
Halk iradesi yüzde 100’den 1 kişi eksik değildir.
·
İhtiyacı farklı olan 1 tek çocuk
olsa bile onun ihtiyaçlarını karşılamak zorundasın. Farklı gelişim ihtiyaçları
olan, değişik özürleri olan çocukların her birisine göre bir eğitim sağlamak
zorundasın.
2 comments:
Keşke program yasa geçmeden önce yapılsaydı;her şey olup bittikten sonra konuşmak çok anlamlı değil...
Sözüm size değil elbette,programı yapanlara...
Sıkıntılarımızın çözümünü ne kadar güzel anlatmışsınız YankıHocam!
Elinize sağlık!Biz anaokulu öğretmenlerinden de sınıf öğretmeni yapılacak! Olacak iş mi bu?
Akıl var mantık var!
Post a Comment