Wednesday, August 31, 2011

bir insanın değeri


yokluk, değerin bilinmesini sağlayan bir araç sayılabilir mi? zihnimizin yokluğa (eksilme, tehlikeli yoksunluklar) duyarlılığının yüksek, kayıplara tahammülünün daha düşük olduğuna bakılırsa, "yokluk ile terbiye" arzu edilmeyen, ama etkili bir "eğitim" aracı. yokluk provaları, dinlerdeki oruç uygulamalarından tutun, hayatımız gerektirmediği halde icad ettiğimiz değişik zorluklara katlanma sporlarına dek genişletilebilir. değer bilmenin, ya da değerini anlamanın yolunu, "yokluk" düşüncesiyle öğrenmeye çalıştığımızda, sevdiğimiz birisini kaybetme olasılığını aklımıza getirdiğimizde, ortaya çıkan davranış bir "değer bilme" biçiminde olabilir. Bu değer bilmenin kalıcılığı ya da benimsenmişliğini belirleyen diğer etkenler nelerdir? sonsuza kadar birlikte olacağımızı varsaydığımız kişilerin öyle olmayabileceğini aklımıza getirmek, kaygılanmak, değer bilmenin anahtar duygusu mu?
cevap bana evetmiş gibi geliyor.

5 comments:

Derya said...

Sürekli birarada olduğumuz birini ya da her gün önünden geçtiğimiz bir ağacı sorsalar haklarında kaç kelime söyleyebiliriz acaba? Hep bizimle olacaklarını düşündüğümüzden, alışkanlıktan, onlara durup bakmayız bile... Oysa olsa olsa bir kere görebileceğimizi düşündüğümüz bir yerin her detayına dikkat ederiz... Belki de hayatımızda olmasını istediklerimize, bir gün 'yok olduklarında' bizim için gerçekten 'var olmuş' olmaları için başka türlü bakmalıyız.
Bunu bilerek hareket etmek de bir çeşit oburluğa yol açar mı? Yenebilecek ve yaşanabilecek her şeyi bir an'da tüketmeyi istemek gibi... Bu tarafıyla değer vermekten kaçışa da gidebilir...
Değer vermekse yok olabileceğini bilmenin telaşından öte daha yavaş, daha derin bir bağ kurmak, zamanın uzamasını umarak...

Neda Soydan said...

Değer bilmek için bir araç olduğu konusunda haklısınız. Fakat hayatta sahip olduğumuz halde değerini bilemediğimiz şeyleri yitireceğimizi düşünerek değer bilmeye çalışma çabası da sanki geçici bir heves gibi...tabii kimileri de var ki bu yokluk düşüncesi ile birlikte yaşamayı bir yaşam tarzı haline getirip , hayatlarında herhangi bir değişiklik yapmaktan korkar hale geliyorlar. Değer bilmeme korkusundan ne işlerini değiştirebiliyorlar , ne evlerini , ne de çevrelerini...

safak said...

Sayın Yankı Yazgan,
Bence bu gorusunuz tum iliskiler icin gecerli olamaz. Insanlar fazlasıyla bireysellesti ve narsist yapıya sahip oldular. Sevgi varsa vardır ve sevilen kişinin değeri bilinir. Maalesef, bir insanın değerini bilmenin ne bir cevap anahtarı ne de reçetesi var diye dusunuyorum.

Yine de elinize saglik - umarım değer duygusu olmayan bazı okurlarınıza bazı ilişkilerinde yararlı olur.

mutlulukmutfaktagizlidir said...

Kesinlikle evet! Son pişmanlık faydasız! Bu yüzden herkeste bir ölçüde yitirme kaygısı olmalı bana göre de!

Gogi said...

bu tip elindekinin degerini bilmeyi öğrenme durumları bazen çok fazla şey elde edip, sonra aaa hiçbişiyim yokmuş deme durumlarıyla kesişebilmekte. zaten sanıorum yokluk kısa vadeli bir çözüm çünkü aşırı elde etme isteğini beraberinde getirerek değer bilme kavramından uzaklaştırıyor. böylece bir alt küme olarak bile kaldıgı söylenebilir. ilişkiler içinse iç huzur dışında bir çözüm göremiorum, kaybettikten sonra öğrenmenin anlamı yok bilgsayarı boz sonra kullanmayı öğren, neyi kullanıcaksın ki artık yok zaten, bahsetmeye bile gerek olmayan bir çözüm olarak kalıyo yokluk.. kendiliğindne gelen bir ara süreç.