Saturday, May 21, 2011

bordo ceket



1960'ların sonunda kolej sınavları şimdiki anlamına erişmemişti. ama, eğitim konusunda hırslı sayılabilecek annebabamın bile kolej sınavlarına başvurmak aklına gelmiyordu. bırakın ders filan aldırtmayı. bir çok anne-baba da farklı değildi.

izmir'de o zamanki adıyla İzmir Koleji (Bornova Maarif Koleji adıyla da bilinirdi, son 30+ yıldır anadolu lisesi) sınavla girilen okullar kategorisinde önde yer alırdı. okulun varlığını öğrenmemin öyküsü basit: ilkokuldaki en yakın arkadaşım Uğur'un evine oynamaya gittiğimde, kapının hemen yanındaki vestiyerde asılı duran bordo ceket dikkatimi çekerdi. öyle süslü püslü bir çocuk olduğumdan değil, bir biçimde kalınca kumaşı (bir adı olsa gerek), bordo rengin şarabiliği, ve göğüs ceketindeki stilize İK yazısı (oğlu bizim okulda olan o dönemde tanınmış bir tasarımcı olarak bilinen Zühal Yorgancıoğlu'nun tasarladığı söylendi), hoşuma gitmişti.

bu detaylardan herhangi birisi önemli değildi, ama, her görüşümde ceketi giyesim gelirdi.
Ceket, Uğur'un abisi (eposta grubundaki duyurudan benden sadece 2 yaş büyük olduğunu anlıyorum) Ömer'indi.

Bu ceket nerede giyiliyor, diye sorduğumda, "izmir koleji" cevabını alınca, bari ben de o okula gideyim, diyerek harekete geçtim. kemeraltı'nın arka sokaklarında bir yerdeki milli eğitim müdürlüğüne gidip başvuru evrakını aldığımı, sonra elimdeki evrakı okul müdürüne imzalatmak için geri dönüşte steyşın üçkuyular dolmuşundan cami sokağının köşesindeki inişimi hatırlıyorum.
hepsi bordo ceket yüzünden. 1970'de izmir koleji'ne girdikten sonra, ceketi bir ya da iki yıl giyebildim. galiba orta 2'de forma değişti; biz de lacivert ceket gri pantolon sistemine döndük.
ilk tanıdığım bordo ceketli kişi olan Ömer ise, birkaç gün önce bu dünyadan ayrıldı. son 40 yıldır görmediğim, ama güler yüzüyle hatırladığım bir "abi". tertemiz bir yüz.
bordo ceketinin beni soktuğu yolu hiç bilmedi, herhalde.
resimde izmir koleji'nin okul yolunun o zamanki hali.. şimdilerde ikea, forum vs gibi beton merkezlere verilmiş verimli toprakların arasından geçilip gidilen yoldan, geçip gitmişlere selam olsun.

5 comments:

melike said...

"Bordo ceket" hikayesi,beni gercekten cok etkiledi;insanin icini titreten bir hikaye.Elbette bunda,bordo ceketin sahibinin genc yasta kaybinin etkisi buyuk ama yalnizca o degil.Hayatta, verdigimiz kararlari etkileyen, yurumeyi sectigimiz yollari belirleyen insanlari dusundurdu bana,hani tanimis olmakla, bir anlamda yazgimizi degistirmis olan insanlari.Sizin hikayenizden farkli olarak,birilerinin hayatlarini degistirdiklerini bilebilseler keske,diye dusundum...

Anonymous said...

cok tesekkurler ilginc

mutlulukmutfaktagizlidir said...

İzmir, resimdeki haliyle çok daha güzelmiş, temizmiş! Benim çıkardığım anafikir bu! ;))

Anonymous said...

Hocam Merhaba,
Tanıdık biri olarak sizinde başınız sağ olsun..Bizim iş yerinden arkadaşımızın kuzeni kendisi...Ölümünden yaklaşık bir ay kadar önce En son Almanya'da hep birlikte buluşarak bir araya gelmişlerdi. Cenaze ay sonunda Amerika'da yapılacak bir tören ile gerçekleşecek...Genç bir kayıp :-(
Burçay

Anonymous said...

Merhaba, bu yol bu kadar dar miydi? Halbuki cok uzun ve genis bir yolmus gibi aklimda kalmis. Sitenize bakarken yillar sonra tekrardan karsima cikti. Yillardir aklima gelmeyen, bircok kez yurudugum, ama yanliz yurumeye cesaret edemedigim zamaninda cok sakin olan bir yoldu. Okulu kirdigimiz zamanlar kullanirdik bu yolu, hatta yakinlarindaki cagla agaclarindan cagla yerdik. Bu fotografi izninizle alip, sakliyacagim.